“Kayıt dışı emlakçılık’ kararı: Öldükten sonra vergi borcu geldi

Yazan:

İddiaya göre, kayıt dışı emlakçılık yapan bir kişi, bir kaç sene içerisinde 5 kez gayri menkul alım satımı gerçekleştirdi. Vergi ödemeden gayri menkul alım satımı yapıldığına yönelik ihbar üzerine harekete geçen Vergi Dairesi denetmenleri, alım satım yapılmasına rağmen herhangi bir vergi ödenmediğini tespit etti.

Bu süreçte komisyonculuk yapan kişi hayatını kaybetti. Denetmenlerin raporu doğrultusunda aileye gayri menkul satışından dolayı vergi borcu çıkarıldı. Vergi Mahkemesi’nin yolunu tutan aile üyeleri, verginin kaldırılmasını talep etti. Üç sene peşpeşe gerçekleştirilen gayrimenkul satışlarının ticari faaliyet çerçevesinde olmadığını, 2010/4-6,7-9,10-12 dönemleri geçici vergilerin kaldırılmasını talep etti. Davalı Vergi Dairesi avukatı ise kayıt dışılığa dikkat çekti. Mahkeme, kişinin daire edinme karşılığı arsasını müteahhide vermesi ve inşa edilen binada daire sahibi olmasının servetin değerlendirilmesi ve biçim değiştirmesi olduğuna dikkat çekti.

Satışlarda ticari bir organizasyon ve devamlılık olmadığına hükmeden Mahkeme, davacı varisler adına yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verdi. Kararı Vergi Dairesi avukatı temyiz edince devreye Danıştay 4. Dairesi girdi.

“KAZANÇ SAĞLAMA AMACININ GÖSTERGESİ”

Kararda; Danıştay içtihatlarında da, bir işlemin devamlılık taşıdığının göstergesinin, o işlemin aynı vergilendirme döneminde yinelenmesi ya da önceki vergilendirme döneminde de yapılmış olması gerektiği vurgulandı.Kararda şöyle denildi:

“Dolayısıyla gayrimenkul alım, satım ve inşasından elde edilen kazancın ticari kazanç olarak vergilendirilebilmesi için maddi ve şekli anlamda bir ticari organizasyonun belirgin olmadığı durumlarda, kazanç doğuran işlemin çokluğunun devamlılık unsurunu belirleyen en objektif ölçü olduğu ortadadır. Devamlılık unsurunun gerçekleşmesi halinde, bu işlemlerin kazanç sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama yükünün vergi mükelleflerine düşeceği kabul edilmiştir. Bilindiği üzere, genellikle gayrimenkul edinimi kişisel gereksinim, servetin korunması veya satarak kazanç sağlama amaçlarından birine dayanmaktadır. Kişisel gereksinim nedeniyle gayrimenkul ediniminde sayının sınırlı olacağı ve servetin korunması amaçlı edinimde de tekrar satış gerektirmeyeceği dikkate alındığında, bu iki nedenden birine dayanılarak edinilen gayrimenkullerin gereksinimin ortadan kalkması veya servetin nakde dönüştürülmesini haklı ve gerekli kılan nedenlerle kanıtlanmadığı takdirde işlem sayısındaki çokluk, kazanç sağlama amacının da göstergesi kabul edilmelidir”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR...  Fuar İzmir'de üç fuarlı moda ve tekstil buluşması

VERGİ ÖDENMELİDİR

Söz konusu olayda, gayri menkul alım satımının sürekli olarak yapıldığına dikkat çekilen kararda şu ifadelere yer verildi:

“Taşınmaz alım-satımı faaliyetinde devamlılık unsuru bir yılda birden fazla veya birbirini izleyen yıllarda bir veya birden fazla taşınmaz alım-satımı ile golaerçekleşeceğinden, yda devamlılık unsurunun oluştuğu ve yapılan satışların ticari mahiyette olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık konusu dönem ve sonraki dönemler dahilinde ticari nitelik taşıyacak sayıda gayrimenkul satışının söz konusu olması sebebiyle, ticari faaliyetin unsurları olan süreklilik ve çokluk arz edecek şekilde kazanç sağlamak için faaliyette bulunulduğu, yapılan bu faaliyetin ticari faaliyet olduğu dikkate alındığında vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği anlaşıldığından aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Vergi Mahkemesi’nin kararı oy çokluğu ile bozulmuştur.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir